önce dışlandık, sonra fişlendik
Merhaba sevgili okurlar, bu yazımda sizlere başbakanlık özürlüler idaresi başkanlığının geçtiğimiz günlerde yayınlamış olduğu bir yönetmelikten söz etmek istiyorum, yönetmeliğe göre yüzde 40 ve daha fazla engeli bulunan yurtdaşların nufus cüzdanlarında bundan böyle engelli ibaresi yer alacakmış; nedenini merakmı ettiniz? Durun hemen açıklayayım özürlüler idaresinin açıklamasına göre engellileri bir veri altında toplayarak daha iyi hizmet verebilmek için, yani sözüm ona herşey hizmet için, peki çok güzel buraya kadar bazılarımız için herşey mantıklı görülüyor olabilir, hatta böyle bir veriye gerek varmı yokmu buda tartışılabilir belki ama benim anlayamadığım şu engelliler hakkında veri oluşturalabilmesi için ille nufus cüzdanına engelli yazılmasına gerek varmıdır? Veya bir insanın engelli olup olmadığı illede nufus cüzdanındaki engelli ibaresine bakılarakmı anlaşılır? tamam bir anda olsa bunların doğru olduğun farz edelim, bundan önceki uygulamada engellilere yıllardır verilen özürlü kartı aynı görevi göremezmiydi? yani özürlü kartı aynı zamanda bir veri tabanı oluşturmuyormuydu? Eğer öyleyseki biraz düşünüldüğünde bile öyle olduğu görülür, ortada bana göre mantıklı hiçbir gerekce yokken bu nufus cüzdanlarına engelli ibaresi koymaktaki ısrar ve altında yatan gerçek amaç nedir? şimdi bir bakalım engel bir meshep midir, hayır değil, peki engel bir ırk mıdır, hayır değil, engel medeni hal midir, hayır değil sizxinde bana katyılacağınız gibi engel bu nufus cüzdanına yazılabilecek katagorilerden hiçbiri değildir, engel sadece vucudun bir veya bir kaç bölümünün olmaması ysada gereken düzeyde çalışmamasıdır, var olan engelinin dışında birey toplumda yaşayan normal bir yurtdaştır, ve nufuscuzdanlarına bu ibareyi eklemek demek toplumumuzda yıllardır süregelen ayrımcılığında devletimiz tarafından resmileştirilmesi ve körüklenmesi anlamına gelmektedir, oysaki tüm gelişmiş ülkelerde özellikle ülkemizinde aday olduğu avrupa kulübünde ayrımcılığı resmileştirmek şöyle dursun devletler ve hükümetler ayrımcılığı yok etmek için, gerek toplum eğitimi, gerek engelliler istihdam ve toplum hayatında kolaylıklar tanıyarak, ellerinden gelen çabayı göstermişler ve toplum içindeki engelli ayrımıcılığını tamamen ortadan kaldırmayı başarmışlardır, özürlükler idaresinin yayınlamış olduğu bu yönetmelik ise malesef AB*ye aday bir ülkeden çok kabzımanın sebze halindeki çürük ve sağlam sebzeleri birbirinden ayırıp çürüklerini fişleyip cöpe atmasina benzemektedir evet sayın okurlarım hükümetimizin engelli politikası melesef grüldüğü gibi biz engellileri çürük sebze olarak görmekten ibaret, herşeyden once bu bir anayasal suçtur ve hatta bu olayın insan hakları boyutu dahi vardır korkarımki sivil toplum örgütleri yani bizim derneklerimiz gereken tepkiyi göstermiyor, şimdi özürlelerle ilgisi olsun olmasın tüm sivil toplum örgütlerine seslenmek istiyorum, hepimizin bir engelli yakını mutlaka vardır yoksa bile her an olabilir, bunu hiçbir zaman aklınızdan çıkarmayın ve engelliler çürük sebze muamelesini her kim reva görüyorsa ona engel olmak için elinizdeki tüm güçleri kullanın ki başınıza geldiğinde sizede aynı muamele yapılmasın, ve başta başbakanımız olmak üzere sayın hükümet yetkililerimizede şunu sormak istiyiyorum;
önce dışladınız sonra fişlediniz sırada çöpmü var?.
ERGÜL DAĞCI 2 OCAK 2006
|